Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, bölgedeki basın mensuplarıyla kahvaltı programında bir araya geldi Başkan Özer, “Demokrasinin işleyebilmesi için gece gündüz demeden halkın bilgi alma hakkını karşılayan basın emekçilerine gereken saygıyı ve ilgiyi göstereceğiz” dedi.
Göreve başladığı günden bu yana kentin tüm bileşenleriyle bir araya gelerek görüşmeler gerçekleştiren Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, İstanbul 3. bölgede görev yapan yerel basın mensupları ile kahvaltı programında buluştu. Esenyurt Belediyesi Havana Park Sosyal Tesisi’nde düzenlenen programda konuşan Prof. Özer, kendisinin de hakim olduğu gazetecilik mesleğinin önemine değinerek basın emekçileriyle ortak çalışmanın gerekliliğine vurgu yaptı. Basın mensuplarına nasıl bir belediye devraldığını ve ilk 100 gün içerisinde yapacağı çalışmaları anlatan Başkan Özer, gazetecilerin yönelttiği soruları da yanıtladı. Özer, ayrıca basın mensuplarının 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü de kutladı.
Otuz günlük adaylık sürecinde yoğun bir çalışma yürüterek seçimi kazandığını belirten Başkan Özer, “Ben Türkiye'de en geç adaylığı ilan edilen belediye başkan adayı oldum. O nedenle otuz güne doksan günü sığdırmak zorunda kaldım. Türkiye'de benim kadar yoğun çalışan bir başka belediye başkan adayı olduğunu düşünmüyorum. Bizimle ilgili ulusal basında bazı kara propagandalar yapıldı. İktidar basını özellikle Esenyurt'u kazanamamamız için büyük bir çaba sarf etti. Buraya iktidarın bakanları, milletvekilleri geldi. Devlet bakanının sadece iktidar partisinin değil hepimizin bakanı olması lazım. Bir parti için, bir partinin kazanması için gelip çalışmamaları gerekiyordu. Benimsemediğimiz iş ve işlemler oldu ama biz hedefe kilitlendik. Halkımız bizi sevdi, bağrına bastı ve gereken cevabı sandıkta verdi” diye konuştu.
Sorunları olan bir belediyeyi devraldığını belirten Başkan Özer, yakınan bir belediye başkanı olmayacağını söyleyerek şunları ekledi: “Halkımızın bunları bilmesi gerekiyor. Bu belediye kimsenin babasının malı değil, halkın malıdır. Belediye başkanı da halkın parasıyla halka hizmet eden insandır. O nedenle şeffaf, dürüst, katılımcı ve vesayetten uzak bir anlayışın hayata geçirilmesi lazım. Bazı tasarruflarda bulunduğumda, kimi arkadaşlar; ‘Senden önceki de CHP belediyesiydi.’ diyor. Ben de onları şu şekilde cevapladım, ‘Eğer bir kişi kişisel olarak yanlış yapıyorsa bu partiyi bağlamaz. O partinin mensubu da olsa yanlış yanlıştır. O yanlışın teşhiri gerekiyorsa ben yaparım.’ Bununla ilgili Sayın Genel Başkan’a ve Büyükşehir Belediye Başkanımıza bilgi verdim; kimin tarafından yapılırsa yapılsın yapılan yanlışların üzerine gideceğimizi söyledim. Personele de kimsenin ekmeğiyle oynamayacağımı sözünü verdim. Hâlâ da o sözümün arkasındayım.”