opt-aga-22-WAXX046ELGD7D63PYZJW

 

2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhur İttifakı’na verdiği destekle kritik bir rol üstlenen Yeniden Refah, sadece kendi kitlesini değil, siyasi dengeyi de etkileyebileceğini gösterdi. Bugün Erbakan, Kastamonu İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada hem iktidarı hem ana muhalefeti hedef alıyor ve özellikle boykot tartışmaları üzerinden her iki kanadın da aslında benzer reflekslerle hareket ettiğini öne sürüyor:

 

“Ana muhalefet ile iktidarın, birbirinin karbon kopyası olduğu bir mesele de bu boykot meselesi. Gerektiğinde her ikisi de boykottan medet umuyor.”

 

Bu sözler yüzeysel bir eleştiriden çok daha fazlası. Erbakan, 2023 seçiminde verilen desteğin “iyi niyetli bir zeytin dalı” olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Pişman değiliz.” Bu cümle bile başlı başına bir mesaj: Yeniden Refah, rastgele kararlar alan bir figür değil, strateji kuran ve gerektiğinde pozisyon alabilen bir siyasi yapı.

 

Asıl dikkat edilmesi gereken ise geleceğe dönük hedef: 2028 seçimlerinde iktidar olmak. (Hiç sanmasam da) Bu ifade, sadece iddialı bir söylem değil; aynı zamanda tüm siyasi aktörlere “bizsiz denklem kuramazsınız” deme biçimi. Bu nedenle Fatih Erbakan’ın söylemlerini sadece muhafazakâr seçmene hitap eden bir siyasi başkanın gündelik konuşması olarak değil; yerel, ulusal ve hatta uluslararası siyasette “denge unsuru” olmak isteyen bir partinin pozisyon bildirisi olarak okumalıyız.

Muhalefet için asıl mesele, artık sadece ittifakları genişletmek değil. Yeniden Refah gibi “az oyla çok yön belirleyen” partilere nasıl yaklaşılacağı, hangi ilkelerde ortaklık kurulabileceği sorusu. Çünkü bazı aktörler vardır ki, kendileri doğrudan iktidara gelmez ama kimin geleceğini belirler.

Erbakan’ın mesajı net: “Dikkat edin. Biz artık dışarıdan izleyen değiliz. Oyun kuruyoruz.”